21 Aralık 2016 Çarşamba

Bebeğin Bilişsel Becerilerini Geliştirmek

Su Oyunu



Su oyunları eğlencelidir ve gelişimsel faydaları da çok fazladır. Bebeğiniz suyun içine içini doldurmak için bir sürahi daldırırken, göz / elle koordinasyon ve ince motor becerileri uygularlar. Suyu elleriyle sıçrattıkları zaman, keyif verici bir dokunsal deneyim yaşarlar. Bebeğinizin derisine su serpilip gülmesi onun duygusal ve sosyal refahını besler. Su oyunları bebeğiniz için çevresinde güven duymalarına yardımcı olur, bu da yüzmeyi öğrenmeye başladığında önemlidir.
Su oyunları için fikirler:
Bir kutuyu su ile doldurun içerisine yüzen oyuncaklar, küçük bir sürahi ve sünger koyun. Eğlenceyi artırmanız için birkaç damla yiyecek boyası ekleyebilirsiniz.
Bebeğiniz için kabarcıkları şişirin. Dalgalı şekiller büyülenecekler! Kabarcıkları bebeğinizin uzanabileceği kadar düşük derecede üfleyin ve bazılarını parmaklarıyla patlatın.


Dikkat! Herhangi bir su miktarı boğulma tehlikesi oluşturabilir, bu nedenle su oyunlarında bebeğinizi asla yalnız bırakmayın.
Işıklar ve Sesler

Bebekler, bakarak ve dinleyerek çok şey öğrenirler. Ayrıca çok meraklıdırlar, bu nedenle beklenmedik bir şekilde ışıklanan ve ilginç sesler çıkaran oyuncakları keşfetmek, öğrenmenin ilgi çekici bir yoludur. Müzik çalan veya oyun oynayan oyuncaklar bebeğinizin işitsel gelişimini teşvik eder. Kelimeleri veya melodiyi dinlemenin keyfine varırlar, hatta gülümserler! Daha büyük bebekler, oyuncaklarının farklı bölümlerini sallayarak, çekerek veya iterek farklı bir ses çıkaracaklarını öğrenirler. Bunun gibi oyuncaklar bebeğinize ritm ve yüksek / alçak, yumuşak / yüksek, uzun / kısa ses gibi kavramları öğretir.
Bebekler parlak renkli veya yanıp sönen ışıklı oyuncaklara ilgi duyuyorlar. Bu oyuncaklar onların ince motor becerilerini geliştirirler.




Dramatik Oyunlar

Dramatik oyunlar, bebeğinizin sosyal, iletişim ve duygusal becerilerini geliştirmek için mükemmel bir yöntemdir. Bebeğiniz oyun oynamak veya bir şapka takmak gibi basit görevlerle rol oynamaya başlayacaktır. Buna doktor rolünde oynamak, hayvanlar gibi davranmak ya da tren kullanmak gibi roller olabilir.
Evde yaratıcı oyun sahnesi ayarlayın masanın altına mağara yapın, bir dağ yaratmak için yastık yığın, bir karton kutusunu arabaya çevirin, periler gibi uçun, bir günlüğüne ofis ortamı yaratarak bebeğinize iş adamı rolü verin…
Dramatik oyun, bebeğinizin gerçek yaşam becerilerini geliştirmesine yardımcı olur ve onlara sosyal etkileşim hakkında bilgiler öğretir. Oyuncaklarıyla, giyim eşyalarıyla ve sahne takımlarıyla, gündelik senaryolara uygun olarak onun hayal gücünü artırmaya yardımcı olacaktır.




Tanıtma Kitapları




Bebeğinize kitap okumak onların beyinlerini uyarır ve onların dil kavramını anlamalarına yardımcı olur. Kitaplar ayrıca boyut, şekil ve renk gibi kavramları tanıtmak için harika bir yoldur. Hayvan, araç, gıdalar gibi isimleri de içerir.
Bebeğinizin farklı sesler çıkarmak ve çeşitli dokuları keşfetmek için yararlanabileceği elektronik kitaplar da öğrenmenin eğlenceli bir yoludur.
Kitaplarla hikâye zamanı bebeğinizle bağ kurmak için güzel bir şanstır. Bebeğinizi yakın tuttuğunuzda onunla duygusal bağınızı güçlendireceksiniz, kitaba birlikte bakacaksınız, sözcükleri ve resimleri tartışacaksınız.






Bulmacalar ve şekil tanıma

Bulmaca çözmek bebekler, çocuklar ve yetişkinler için zihinsel olarak teşvik edici, düşündürücü ve eğlenceli bir aktivitedir. Bebeğinizi etkinlik bulmacalarını keşfetmeye teşvik etmek, bilişsel gelişimlerini artıracaktır.
Bebeğinize bulmaca aktiviteleri sunmak problem çözme ve konsantrasyon becerilerine yardımcı olur. Hangi bulmacanın hangi noktaya gittiğini öğrenmeleri ve uygun şekilde değişimler yapmaları gerekiyor. Bu değişimler de ince motor becerilerini ve göz-el koordinasyonlarını geliştirir. Bebeğiniz doğru uyumu bulmadan önce birkaç farklı deneme yanılma yoluna başvurabilir. Belli bir bulmaca parçasına hâkim olduktan sonra, geri kalan kısmı yapabildiklerini görebilmeleri hoşlarına gidecektir. 
Bebeğinizin kavramasını kolaylaştırmak için büyük parçalı bulmacalardan seçin. Etkinlik bulmacaları, parçalar doğru ayarlandığında ışıklandırma veya ses çıkarma gibi motive edici ödüller sunabilir. Temalı bulmacalar, her temayı tanımlamak için kullanılan dil de dâhil şekiller, renkler, hayvanlar ya da araçlar gibi kavramların öğretilmesi için de yararlıdır.
Renk Kavramı

Çocuğunuza renk kavramını öğretmek, onlara aynı renkteki nesneleri göstermek anlamına gelir; aynı zamanda, rengin ne olmadığını öğretmektir, yani, bir cismin boyutu, şekli veya adı değildir. Çocuğunuz 'kırmızı' kelimesi ile kırmızı olan bir nesneyi birbirine bağladığı için bu önemli bir bilişsel adımdır.

Başlangıçta, sadece bir veya iki renge konsantre olun. Oyuncağın veya nesnenin bir rengini güçlendirin, aynı zamanda hangi rengin de olmadığını belirtin. Örneğin, "bu ayıcık mavi, bu ayıcık mavi değil" gibi. Tüm ana renkleri tanıtmak için yavaş yavaş ilerleyin.


Renk tanıma öğretimi için fikirler:

Renkli düğmeler veya paneller ile etkileşimli oyuncaklar,
Kontrast renkli kumaşlı yumuşak oyuncaklar,
Renk temalı tahta kitaplar,

Bloklar veya mandallarla renk eşleştirme.

4 Aralık 2016 Pazar

Hareket Etmek Bebek Gelişiminde Neden Önemlidir?
Ebeveynler olarak, bebeklerimizin hareket ettiği en ufak bir ana şahit olmak bizler için unutulmayacak,  mükemmel bir andır.

Doğal hareketlerin pek sık görülmediği bebekler ve çocuklar, yaşamın her alanında gelişimsel gecikmeler yaşama riskini taşırlar.

Hareket etmek sadece bedensel gelişimle ilgili değildir, sağlıklı beyinlerin geliştirilmesi ve bebeklerimizin sosyo-kültürel gelişiminin desteklenmesi için çok önemli bir eylemdir. Ebeveynler olarak, pasifliğe ve çocuklarımız için doğal bir hareket eksikliğine karşı dikkatli olmamız gerekir.
Öyleyse bugün ebeveynler olarak neden çocuklarımızın birçoğunu, hareket etmesini önleyecek şekilde yetiştirmeye çalışıyoruz?

İnsanlar hareket edici olarak doğmuşlardır ve oturan bir hayat yaşamak gerçekten doğamıza aykırı bir durumdur.

Araştırmalar, egzersiz ve fiziksel aktivitelerin, vücuttaki tüm düşünce ve duyguları etkileyen önemli nörotransmitter olan serotonin, norepinefrin ve dopamin düzeylerini arttırdığını gösteriyor.
Genel olarak, egzersizlerin bilişsel yetenekler ve zihinsel sağlık üzerinde derin etkisi vardır. Sadece bununla da kalmıyor, hareket etmek vücuda daha fazla kan pompası yapar ve beynin daha verimli ve sağlıklı bir şekilde çalışmasını sağlar.

Modern dünyamızda hayatımızı iyileştirmek için üretilen çeşitli alet ve ekipmanlar, çocuklarımızın biyolojik olarak yapmaları gerekenleri yapmalarını zorlaştırıyor:  derinden kodlanmış yollarla ilerleyerek, tüm yetkinliklerinde giderek büyümelerini sağlamak.

Bebek hareketlerinin birincil erken zorunluluğu bebeğin doğru ve sağlıklı büyümeyi sağlamak için ilkel refleksleri uygulayabileceğinden omurgayı gerdirmeyi gerektiren bebeklik hareketleridir.
Modern hayatta en rahatsız edici eğilimlerden biri, bebeklerin ve çocukların doğal olarak hareket etme özgürlüğüne daha az sahip oldukları ve davranışları öğrenme kapasitelerini etkileyebilecek durumda olmasıdır. Pek çok ürün, bebekleri doğal olarak kısıtlama olmadan hareket ettirmeyi durdurur.

Çocukların dış dünyayı en iyi öğrenme yöntemleri özgürce hareket etmektir ve bu genellikle gürültülü, düzensiz, dağınık ve önceden tahmin edilemez durumlar demektir.

Birçok pediatrik fizyoterapist, ciddi duruş sorunları ve kronik bel ağrısı olan okulöncesi çocuk sayısındaki artış konusunda endişelenmektedirler.

Çocukluk çağında değişen başka bir konu, çocuğun çıplak ayakla hareket etme ve oynama özgürlüğü olmuştur. Evet, ebeveynler olarak bebeklerimize çok şirin minik ayakkabılar alıyoruz ve bunlar onlara çok yakışıyor. Fakat Londra’daki ayak hastalıkları uzmanı Tracy Byrne, çok genç yaşta sürekli ayakkabı giymenin bir çocuğun yürüme ve beyin gelişimine engel olabileceğini düşünüyor.

The Guardian yazarı Byrne, bebeklerin ayakkabıyla yürürlerken onların yerden aldığı geribildirimin daha az olması sebebiyle,  yere bakmak için daha az ihtiyaç duyduklarını ve bunun da dengelerinin bozulup düşmelerine neden olduğunu söylemektedir.

Bebeklerimizin ilk yıllarında mümkün olduğunca hareket etmelerini sağlamak, onların tüm duyularını kullanarak gerçek dünyada daha sağlıklı, daha mutlu, daha güçlü, daha akıllı, daha sakin ve daha yetenekli yetişmelerine yardımcı olacaktır.

Bebeğinizin bol bol hareket etmesini sağladığınız, mutlu günler geçirmeniz dileğiyle…


13 Kasım 2016 Pazar

Bebeklerde Emzirmeyi Reddetme Nedir ve Bu Durumda Neler Yapılabilir?

                                          

Bebeklerin anne sütünü reddetme durumları farklı şekillerde meydana gelebilir. Emmeyi tamamen reddetme, isteksiz emme, emzirme sırasında ağlama veya huysuzlanma, memeyle mücadele etme, gereğinden az emme, memeyi ağlayarak bırakma, sadece tek memeden emme, diğerini reddetme şeklinde kendini gösterebilir.
Emzirmeyi reddin nedenleri hastalık, ağrı, annenin doğumda aldığı sakinleştiricilerin etkisi, emzirme yönteminde sorunlar, ve yalancı ret olabilir. Bebekler hasta oldukları zaman memeyi alırlar fakat güçsüz emerler. Anneler de bunu ret olarak yanlış yorumlayabilirler.
Ağızda pamukçuk ya da diş çıkarma meydana gelirse acıyabilir ve bebek memeyi reddedebilir,
Burun tıkanıklığı varsa reddedebilir,
Emzik, biberon, memeyi uygun olmayan bir pozisyonda tutma, emzirirken başını tutmak gibi bebeğin kötü desteklenmesi, emzirmenin kısıtlanması, aşırı süt birikimi, doğumdan sonraki annenin bilgisizliği gibi emzirme yöntemiyle ilgili nedenler de bebeğin memeyi reddetmesine sebep olabilir. Bebek emmeye tam olarak alışıncaya kadar biberon ve emzik kullanılmamalıdır. 
Annenin işe başlayıp evden ayrılması, yeni dadı, sık dadı değişimi, annenin hastalık geçirmesi gibi bebeği üzen değişiklikler emzirmeyi reddetmeye sebep olabilir. Anneler mümkün olduğu kadar bebeklerinin yanlarında olmalı, onunla konuşmalı, bebek her istediğinde emzirilmelidir. Mümkün olmadığı zamanlarda ise bebeğinin yatağına kokusunu bırakmalıdır. 
Yeni doğan bebeklerdeki memeyi arama hareketini, 4-8 aylardaki bebeklerin memeyi emerken dikkatlerinin dağılmasını ve aniden başka şeylere bakmalarını anneler emzirmeyi reddetme olarak yorumlayabilirler. Buna yalancı red denilmektedir. Memeyi tutması için beklenilmelidir.
Anneler besin tüketimine dikkat etmelidirler. Kola, kahve, çay gibi içecekler bu süreçte kullanılmalıdır. 

Bebeğin bulunduğu yerde sigara içilmemelidir. 

11 Ağustos 2016 Perşembe

Bebek Gelişiminde Müziğin Önemi

                

             Müzik dünya üzerindeki en evrensel oluşumlardan biridir. Dünyada hemen hemen her insan boş zamanlarında kendi zevkine göre müzik dinlemeye bayılır. İnsanlar üzüldüklerinde, sevindiklerinde, yorulduklarında, endişelendiklerinde, enerjili yüksek oldukları zamanlarda ve bunun gibi birçok değişik ruh hallerinde kendilerini bir müziğin ritmine kaptırarak rahatlamaya çalışırlar.

            Müziğin tüm yaş grubundaki insanlarda olduğu gibi bebekler için de önemli bir yeri vardır. Bebek ve müzik deyince çoğumuzun aklına annelerin bebeklerini rahatlatmak ve uyutmak için söylediği ninniler gelir fakat bebeklerin müzikle olan tanışıklığı aslında çok daha öncesine, anne karnında geçirdiği zamanlara dayanır. Anne karnında 21 haftasını doldurmuş olan bebeğin işitme duyuları gelişmiş duruma gelir. İşitme duyguları gelişen bebek annesinin söylediği veya dinlediği şarkılara kulak misafiri olmaya başlar. Bebekler  bir müzik ezgisine dikkat göstermede, yetişkinlerinkine benzer bir yeteneğe sahiptir.

            3 – 6 aylık bebekler müziğin geldiği tarafa doğru dönmeye başlar ve müzikten aldığı zevk veya rahatsızlığı belli eder. 12 aylık bebekler dinlediği müziğe el hareketleri ve seslerle katılmaya çalışır.

            Uzmanlara göre müziğin bebeklerin düşünme yöntemlerinde, kendini ifade edebilme becerilerinde ve okul hayatı boyunca öğrenmesi gereken derslerin üzerinde dahi etkisi vardır. Bebeklerin yaratıcılığının gelişmesini sağlar.

            Ebeveynlerin bebeklerinin yanlarında şarkı söylemesinin, bebeklerine dönük el çırpmalarının bebeklerin ince motor kaslarının gelişimi üzerinde etkisi olduğu görülmektedir. Müzik oluşturmak için yapılan hareketleri gören bebeğin kafasında kurduğu bağlantılar, onun algılama yeteneğinin gelişmesine faydalı olmaktadır.
                                             
             Bireysel olarak düşünürsek, bir şiir dizesi veya bir şarkı sözünü düz bir metne göre daha kolay hatırladığımızı fark etmişizdir. Müzik bebekler için de bir hatırlatıcı konumundadır ve müzik sayesinde bebeklerin kelime haznesi daha hızlı gelişerek konuşmayı daha hızlı öğrenmesi sağlanabilir.

            Ebeveynlere bebeklerine doğumun ilk gününden itibaren farklı farklı müzikler dinleterek bebeklerinin duygusal ve zihinsel gelişimlerini desteklemelerini tavsiye ediyoruz. Bebeğinizi rahatlatmak için ninniler söyleyip klasik müzik dinletebilirsiniz. Oyun saatlerinde de hareketli müzikler tercih edebilirsiniz.


            Bebeğinize bol müzikler dinletip, gelişimini destekleyecek günler geçirmeniz dileğiyle, sağlıklı günler…

1 Ağustos 2016 Pazartesi

Bebeklerde Tuvalet Eğitimi



Bebekler doğdukları andan itibaren gülme, çevresindekileri tanıma, başını dik tutma, desteksiz oturma, diş çıkarma, aile bireyleriyle yabancıları ayırt etme, konuşma, adım atma vb. birçok gelişim gösterir. Tuvalet eğitimi de tıpkı bu saydıklarımız gibi bebekler için çok önemli bir gelişim aşamasıdır.
Bebeklerde tuvalet eğitimine bebeğin ve eğitimi verecek kişi bakıcı ya da annenin hazır olduğu bir dönemde başlanmalıdır. Eğitime hazırlıksız başlamak, bebeğin tuvalet eğitimini sorunsuzca öğrenmesine engel olabilir. Prof. Dr. Bengi Semerci’ye göre, bebek tuvalet eğitimine hazırsa, bedensel olarak kas gelişimini tamamlamış ve kendini ifade etme becerilerini kazanmış olup psikolojik olarak sağlıklı bir dönemde bulunduğu anlamına gelmektedir.
Tuvalet eğitimi anneler için oldukça zor bir süreçtir. Bunun için en uygun zaman 12 – 36 ay arasıdır fakat 24 – 36 ay arası bebekler daha hızlı ve daha kolay öğrenirler. Bebek için uygun olan zamandan daha erken başlamak ve bebeğe bunun için baskı yapmak ileride oluşabilecek bazı psikolojik sorunlara zemin hazırlayabilir. Tuvalet eğitiminin aynı şekilde geç verilmesi de çocuğun bu eğitimden mahrum kalmasına yol açar ve yine ilerisi için psikolojik sorunlara zemin hazırlayabilir.
Tuvalet eğitiminde bazı bebekler küçük, bazı bebeklerse büyük tuvaletlerini önce öğrenebilirler. Eğitim sonunda bebekler genellikle gündüz saatlerindeki tuvaletlerini kontrol etmeyi gece saatlerindeki tuvaletlerinden daha önce öğrenirler. Bebeğin gece tuvaletini tutamama durumu 5 yaşlarına kadar devam edebilmektedir.
 
Bebeğimin Tuvalet Eğitimine Hazır Durumda Olduğuna Nasıl Karar Verebilirim?
“Bebeğim tuvalet eğitimine hazır” diyebilmeniz için öncelikle bebeğinizin bazı bedensel gelişimleri tamamlamış olması gerekmektedir. Bebeğiniz yürüyüp konuşabiliyorsa, basit komutları yerine getirebiliyorsa, sabahları kalktığında bezi kuru ise ve günde 2 3 saat yine kuru kalabiliyorsa, tuvalet saatleri günden güne aynı saatlerse, altının ıslaklığından rahatsız oluyor ve bu rahatsızlığını dile getiriyorsa tuvalet eğitimine başlama zamanının geldiğini söyleyebilirsiniz.







Eğitim Sürecinde Ne Yapmamalıyım?
Cezalandırma, yasaklama ve korkutmada bulunarak bebeğinizi kendi bedenine küstürmekten uzak durun. Eğitim süreci beklediğinizden uzun sürse de sabırlı davranmaya gayret edin.
Tuvalet eğitiminin hayatınızın gündeminiz haline gelmemesine gayret edin. Bu eğitimi yaşamınızın gayet normal bir akışı içerisinde verin.
Bebeğiniz tuvaletini yaptığında onu gerektiğinden daha aşırı bir şekilde tebrik etmekten kaçınarak bebeğinizin sonraki seferki gidereceği ihtiyaçları için beklentisini büyütmekten kaçının.





8 Mayıs 2016 Pazar

Bugün Anneler Günü


Bugün günlerden 8 Mayıs, yani mayıs ayının 2.pazarı, dünyadaki varlıkların en kutsalı, en benzersizi olan annelerimizin günü.
Öncelikle Büyüyen Bebek ailesi olarak merak eden takipçilerimiz için Anneler Gününün tarihinden bahsetmekte fayda gördük: anneler günü geleneği Antik Yunanların mitolojideki pek çok tanrı ve tanrıçanın annesi olan Rhea için verdikleri yıllık ilkbahar festivali kutlamalarıyla başlar. Bu adet o dönemlerde Anadolu’da yaygındır. Daha sonra buna benzer törenler Hıristiyanlarda da görülmeye başlanmıştır. Kiliselerdeki bu törenlerden sonra çocuklar annelerine armağanlar verip sevgi gösterisinde bulunurlardı. M.Ö. 250 yıllarında ilkbahar festivallerini ana tanrıça Kibele onuruna kutlayan Antik Romalıların da anneler günü geleneğini sürdürmekte olduklarını görebiliyoruz.
Anneler Günü geleneğinin modern dönemdeki başlangıcı 1906’da ABD’nin Philadelphia eyaletinde yaşayan Anna Jarvis’le gerçekleşti. Bir genç kız olan Anna, o yaştaki bir insanın yaşayabileceği en büyük felaketi yaşadı, annesini kaybetti. İnsanların genelde yakın çevresindeki ölümlere alıştığı söylenir, fakat bu doğruysa bile genç Anna için geçerli değildi. 6 Mayıs 1906’da başına gelen bu kötü hadiseden sonra kesinlikle toparlanamadı. Adeta karanlık bir girdabın içinde kaybolmuş gibiydi.
Anna Jarvis annesinin vefatının ilk yıl dönümünde, yani 6 Mayıs 1907 tarihinde yakın arkadaşlarıyla birlikte annesini andı, onun hakkında temennilerde bulundu. Anna arkadaşlarına annesinin vefatının her seneyi devriyesinde annesini anmaları istediğinde bulundu ve bu isteği arkadaşları tarafından kabul gördü. Anna’nın bu tutumundan davranışından etkilenen insanlar mayıs ayının her ikinci pazarını Anneler Günü olarak kabul ve ilan ettiler. 1912’de Teksas eyaletinin valisi bu geleneği resmiyete dönüştürdü ve Teksas’ta mayıs ayının ikinci pazarı Anneler Günü olarak resmiyet kazandı. Anna Jarvis ve arkadaşlarının başlattığı bu akım daha sonra ABD’nin diğer eyaletlerinde, Avrupa’da ve Uzak Doğu’ya geçti. Anna Jarvis ve arkadaşları adeta insanlığa unuttukları bir geleneği yeniden hatırlatıp bu geleneği kazanmalarını sağladılar. Anna’nın annesine karşı duyduğu özlem, bütün dünya annelerine özel bir gün kazandırıp onların ince düşüncelerle sevindirilmesini sağladı.
Annelik bebeğin anne rahmine düştüğü günden itibaren hayat boyu devam eden bir süreçtir. Bir anne karnında bebeğinin yaşayışını, kıpırdanmasını, tekme atmasını hisseder. Doğum yaklaştıkça annelerin sancıları her geçen gün artar. Doğum esnasında bu zirveye ulaşır. Anne olmayan birinin aklıyla düşünerek tahmin etmesi mümkün olmayan acıları çekerek dünyaya getirir bebeğini anneler. Bir insanı dünyada annesinden başka kimse daha fazla düşünemez ve onun kadar başka hiç kimse o insanı annesi kadar sevemez. Annelik makamı hakkı ödenemeyecek, karşılığı verilemeyecek bir makamdır.
Bugün 8 Mayıs… Mayısın 2016’sının ikinci pazarı, yani anneler günü… Öyleyse bugün başka bütün planlarınızı iptal edin, annenizin yanında olun. Onu sevindirmek için bir hediye sunun ve bu hediyeyi yalnızca maddiyatla alınan bir eşya olarak düşünmeyin. Ona sunacağınız içten, samimi bir çift söz, bir sarılma, yanağına konduracağınız bir öpücük onun için dünyadaki en güzel hediye olacaktır.

Büyüyen Bebek ailesi olarak tüm annelerimizin anneler gününü kutlar, sağlık, esenlik dolu günler dileriz… 

17 Nisan 2016 Pazar

Bebeklerde Korku ve Refleksler


Korku, canlıların duyduğu en doğal ve yaşamını sürdürebilmesi açısından en gerekli hislerden biridir. Tüm canlıların başlıca ortak özelliklerinden biri olan bu his, bebeklerde de görülmektedir.

Bebekler, yeni doğan döneminde, beklenmedik bir ses veya dokunmayla sıçrarlar, kollarını iki yana hızlıca açarlar ve gözlerini kırparlar. Bebek yüksek bir sesle sıçradığında, bebeğin herhangi bir yerini nazik bir şekilde okşamak iyi olabilir. Bu aslında bir korku hissi değil, yeni doğan bebeklerin gayet normal olan reflekslerinden biridir ve bu reflekslerin adı moro (sıçrama) refleksidir. Bu refleksler, 4-6 aylık bir süreç içinde görülmemeye başlar. Bebeğinde bu refleksleri gören anneler, bebeklerini sessiz bir ortamda uyutmayı tercih ederler. Fakat anneler sessiz bir ortam yerine, bebeğini dışarıdan gelecek sesleri algılayarak uyutması bebeğin dış dünyaya uyum sağlamasını kolaylaştıracaktır. Moro refleksi dışında başlıca refleksler şunlardır:

Kök (arama-emme) refleksi

Bu refleks bebeğin ağız köşesi, yanağı okşandığında veya dokunulduğunda başlar. Okşanan bebek başını çevirince ağız ve kök açılır. Arama-emme refleksi bebekler için en önemli ve gerekli reflekslerden biridir. Çünkü bebeğin memeyi bulmasını sağlar. Bebek uyanıkken 3-4 ay, uykuda iken 7. aya kadar devam edebilir. Bu sürelerden çok daha uzun süre devam etmesi ağır beyin hasarını gösterebilir.


Tonik ense refleksi


Bebeğin kafası bir tarafa çevrildiğinde,  o tarafta kol ve bacakta dışa açılma, gerilme, diğer tarafta çekilme olması durumudur. Bu pozisyon genellikle "eskrim" pozisyonu olarak adlandırılır. Bu refleks yaklaşık 2-3 aylık döneme kadar azalır, aşağı yukarı 4 aylık dönemde ise son bulur. Bazı bebeklerde uykudayken 2-3 yıl sürebilir. Tonik ense refleksinin 4 aydan çok uzun sürmesi kas kontrol yetersizliğine işaret olabilir. Bu durumlarda ebeveynler telaş yapmadan uzman bebek doktorlarına başvurmalıdırlar.

Yakalama refleksi

Bir bebeğin avucunda hissettiği bir nesneyi kavrayıp parmaklarıyla kapatması refleksidir. Kavrama refleksi de denilebilir. Hamilelik süresinin 7.ayında başlar. Bebekler yakaladıkları nesneleri çok güçlü bir şekilde kavrarlar. Anadolu’da bebeklerin yılanın başını ezerek öldürebilecek kadar güçlü olduğuna inanılır.

Babinski refleksi

Nöroloji dalında çalışmalar yapmış bilim adamı Joseph Babinski (1857-1932)’nin araştırmaları sonucunda kendi ismi ile anılan bir reflekstir.
Bebeğin ayak tabanı sıkıca okşandığında, ayak başparmağı geri, ayağın üst ve diğer parmakları dışarı doğru eğilir. Bu refleksin azalması bebeğinizin yürümeye yaklaştığının habercisidir.

Bebek, koltuk altlarından tutularak, dik bir konumda tutulursa adım atıyormuş gibi yapabilir. Bu refleks normalde bebek 4 aylık olduktan sonra sona erer. Adım refleksinin normalden uzun sürmesi durumunda sinir sisteminde bir rahatsızlıktan şüphe edilmesi gerekir ve ebeveynler yine uzman doktorlara başvurmalıdır.

Tüm bu refleksler genellikle ebeveynler tarafından önemsiz bir detay olarak bilinmesine hatta birçok ebeveyn tarafından bilinmemesine rağmen bunlar bebeğinizin sağlıklı büyüyüp büyümediğine dair ipuçlarıdır. Bebeğinizin reflekslerini sağlıklı bir şekilde gösterip, huzurlu bir şekilde büyümesi dileğiyle…

10 Nisan 2016 Pazar

Bebek Sağlığı ve Uyku



Sağlıklı ve düzenli uyku, bebeğinizi zinde tutarak beyin gelişimini hızlandırır. Bebeğinizin sağlıklı bir uyku düzeninin olmaması zihinsel gelişiminde geriliğe neden olabilir ve bebeğinizin sağlıklı büyümesini engeller. Çünkü 0-3 yaş dönemi zihinsel gelişim ve sağlıklı büyüme için oldukça kritik bir dönemdir. Bu dönemde bebekleriniz göz açıp kapayıncaya kadar büyür ve gelişirler. Beyin gelişiminin büyük bir oranı bu yıllarda gerçekleşir. Bu dönemde yapılacak hataların ve ihmaller pek telafisi olmayacak sonuçlara yol açabilir. Bebeğin uyku düzeni ihmal edilmişse; kesintisiz ve kaliteli uyumadıysa bu durum ileride ciddi sorunlara yol açabilir.

Doğumundan 2-3 aylık zamana kadar, yani diğer bir deyişle yeni doğan döneminde bebekler günde 11-18 saat uyurlar. Gece uykuları dışında 3 veya 4 kez de gündüz uyumaları da vardır.

2-3 aylık dönemde 3 - 4 saat kesintisiz uyumaktadırlar ve bu dönemdeki bebeklerimizin tatlı uykularından uyanma sebepleri beslenmedir. Bu aylarda uyku %40-45’li oranlara düşer.

3 aylık dönemde bebeklerin büyük bir çoğunluğu bütün gece mışıl mışıl uyurlar. 

4 aylık oldukları zaman, bebeğinizin gece uyuduğu uyku, gündüz uyuduğu uykuya göre daha uzundur.

6 aylık dönemde 5-6 saatte birkaç kez uyanırlar. Uyandıktan sonra bebeklerin bir kısmı uykuya yeniden dalabilir. Günde toplam aşağı yukarı 11-14 saat uyurlar ve bu bebeklerin %84’ü tüm gece boyunca uyuyabilir.

10 aylık bebeklerin büyük bir çoğunluğu tüm gece ve günde ortalama (aşağı yukarı) 10-13 saat uyurlar.

12 aylık bebekler günde toplam yaklaşık 10-13 saat uyurlarken, 18-21 ay arası gündüz uykusu 1 defaya düşmektedir. 21-36 ay arası çocukların büyük bir oranı günde 1 kez yarım saat ile 3 saat arası öğlen uykusuna ihtiyaç duymaktadırlar. Öğlen uykusu sağlık açısından çok faydalıdır. Sizlere tavsiyemiz, çocuklarınızın bebekliklerindeki gibi öğlen uykusu uyumayı alışkanlık haline getirmeyi sağlamanızdır.




19 Mart 2016 Cumartesi

Bebeğin Ailesi Hakkındaki Duyguları



Yaklaşık 6 aylık doğum: Herkesin arkadaşıdır

Yeni doğan bir bebeğin dünya hakkında anlamlı duyguları olamaz. Ama annesini tanıdıkça bu duygular günden güne bir desen gibi ortaya çıkmaya başlar. Annesi bebeğini kucağına aldıkça bebek annesini tanımaya başlar. Onun teninin dokusunu, kokusunu, sesini öğrenir. Böylece bebek yakın zamanda annesinin onu beslediğini veya rahat ettirdiğini fark etmeye başlar.
Bu sayede bebek küçük dünyası içinde annesini “her şeyi bilen insan” konumuna getirmiş olur ve zaman içinde annesini diğer insanlardan ayırt edebilir.
3 aydan küçük bebekler annelerine yalnızca bir aşinalık hissederler. Onun için diğer insanlara göre kendisine daha fazla ilgi gösteren bir insandır. 3 aylık olunca net bir şekilde annesinin yüzünü tanır.
Anne ve babalar her zamanki gibi bu aylarda da bebekleriyle ilgilenmekten keyif alırlar. Bu geçirilen vakitlerde bebek en çok annesine yoğun bir ilgi geliştirir.

Yaklaşık 6 Aylık Yabancı Korkusu

Bebeklerin yaklaşık 6 aylık davranış değişiklikleri oldukça dramatiktir. Bir yabancı yanına yaklaştığında annesine tutunur, ağlayarak “yalnızca anneyi istediğini” söyler. Annesinde bulduğu güven duygusu onun için bir cennet haline gelmiştir. Bu vakitlerde bebeklerin babalarından ve dedelerinden dahi kaçındıklarını görebilirsiniz. Bebek anne kucağından ayrıldığı vakit her an ağlamalar ve çığlıklar işitilebilir. Yabancıları tanıma süreci bebek gelişiminde önemli bir adımdır.
Şimdi annesinden öte bir dünyanın farkındadır. Bir müddet korkar ve bu durumun üstesinden gelemez. Bu nedenle kiminle güçlü bir şekilde bağ kurmuşsa o güvendiği kişiye ilgi gösterir. Bir süreliğine başkaları istenmeyen kişi sınıfında olur.
Yabancı tanıma aşaması anne babalar için can sıkıcı olabilir. Ama sosyal ve duygusal gelişimin olumlu ilerlemesi için gayet normal ve gereklidir. Yabancıları tanıyıp sevdiklerini ayırmak çocuk yeteneği yolunda ilk adımdır.
Yaklaşık 9 Ay Sonra: Gerçek İlişkiler Yapma
Bebeklerde yabancı korkusu baba üzerinde dahi olabilir ve bu durum 2-8 hafta arası sürer. Fakat 8-9 ay sonra, ona tekrar ilgili ve daha olgun bir şekilde yönelecektir. Bebeğin babasına bağlanma gücü babasının bebeğe olan ilgisine göre değişecektir. Bebek babasıyla vakit geçirmekten keyif alır, fakat bakımındaki rol açısından annesi daha önemlidir. Aylar ve yıllar geçtikçe babasının önemi daha da artacaktır.
Bebeğin yavaş yavaş diğer aile üyeleriyle ilişkileri gelişir. Fakat ilişkilerde aradaki sevgi bağı, kendisine ilgi gösteren aile üyesine göre değişir. Aile dışındaki insanlara karşı davranışları sınırlıdır. Samimi aile, tanıdık dostlar ve yabancılar arasındaki farkın bilincindedir. Samimi bir komşusu ona mesafeli bir büyükanneden daha yakın olabilir.

İlk Yıldan Sonra

İkinci ve üçüncü yıllarda çocuğun anne ve babasına bağlılığının önemi daha iyi anlaşılır. Onlarla olan ilişkisi sevgi dolu yönlerini vererek başlar.
Bebeklik döneminde aile bebeğinden daha olgun bir davranış bekler. Bebek de onları sevdiği için onların istediklerini yapmaya çalışır. Tuvaletinin geldiğini belli eden bedensel hareketleri belirlemeye gayret gösterir ve zamanla bunu konuşma diliyle ifade etmesi beklenir.
Bebeğin bedensel, duyusal, dilsel ve sosyal gelişimleri ilk önce ebeveynlerin hatırlatmaları ve teşvikleriyle devam eder. Daha sonra zamanla bu davranış kodları bebeğin kendi kendine yaptığı bir alışkanlık haline gelir ve aile dışındaki sosyal davranışının temelini oluşturur.


2 Mart 2016 Çarşamba

Biz Kimiz?


Büyüyenbebek ailesi olarak temel amacımız, sizler için hazırladığımız birbirinden ilgi çekici görsel ve içeriklerle  ebeveynlere bebeklerin erken gelişimleri hakkında yardımcı olmak ve bebeğinizle geçireceğiniz zamanı daha kaliteli  bir zaman dilimine çevirmektir.

Bizler ortak deneyim ve bilgilerimizi sizlere aktarmak için büyük bir heyecan içindeyiz. Çünkü bizler de tıpkı sizler gibi dünyanın en muhteşem duygusunu yaşayan insanlarız, birer anne babayız. Bu uygulamayı, sizlerin bir hastane odasında tatlı bir heyecan içinde ultrason cihazından bebeğinizi ilk gördüğünüzde, doğduğunda, minicik ayağıyla ilk adımı attığında ve ağzından çıkan ilk kelimeyi işittiğiniz anlarda hissettiğiniz, ömür boyu unutamayacağınız duyguları en derinden hissederek hazırladık.


Buyuyenbebek ailesi olarak bize ulaşan ve bizim ulaşabildiğimiz tüm ebeveynlerin bebeklerinin bedensel, zihinsel, duyusal, sosyal ve dilsel alanlarında gelişimlerini desteklerken bebeğinizle aydan aya yapabileceğiniz etkinliklere yer veriyoruz. Eğlenceli oyunlar ve birbirinden güzel ve faydalı içerikli görsellerle sizlere verimli bir zaman sunuyoruz. Bizler, bebeklerinizin yaşam kalitelerini artırıp sağlık ve huzur içinde büyümelerini sağlamak için son derece kararlıyız.  Bebekleriniz kadar tatlı günler geçirip, minik dostlarımızın huzur içinde büyümesi dileğiyle…